27 Oca 2018

Balıkçı ile İzmarit & Fabl dinle

Bir gün, balıkçının biri ağını denizden çektiği sırada bir izmarit yakalamış. İzmarit, balıkçıyı görünce başlamış yalvarmaya: “Ne olur beni bırak. Daha ufacığım, etim ne budum ne? beni şimdi tutacaksın da ne olacak? Beni denize bırak, biraz daha büyüyeyim, kocaman bir olduktan sonra o zaman yine yakalarsın. demiş. Balıkçı: “Şu ufaklığa bak hele! Şu ufacık boyunla beni budala yerine mi koyuyorsun? Yarın tutacağım balık bugünkünden büyük olacakmış diye bugün tuttuğumu elimden kaçıracak adam mıyım ben?” demiş.
Daha büyük bir kazanç umduğu için elindekini küçüktür diye kaçırmak akıllı adam işi değildir; onu söylüyor bu masal.

20 Oca 2018

Gerçek değer & Yeni Hikaye & Türkçe Masal Oku ve Dinle

Ünlü bir öğretmen görevlisi bir seminer sunmak zorundaydı. Bir salona toplanmışlar 200 kişi bilge sözlerini uzun zamandır beklediler. Fakat her zamanki gibi açılıştı. Öğretmen görevlisi 100 dolarlık bir banknot çıkardı ve sordu.
- Bu banknotu kim istiyor?
Hepsi ellerini kaldırdı.
- sizden birine vereceğim bunu bu gece, ama önce... - dedi öğretmen görevlisi ve yırttı banknotu ikiye.
- Şimdi kim istiyor? - yine bütün eller kaldırıldı.
- böyle yaparsam?... Yine sormuş, atmış parçaları yere ve ezmeye başlamış. Sonra kaldırmış onarı elleriyle yırtık halde ve kirli.
- peki şimdi hâlâ onarı isteyen varmı?
Yine hepsi ellerini kaldırmış.
Sonra o konuşmaya başlamış:
- önemli değil ne yapacağım banknotla, siz her zaman onu isteyeceksiniz, çünkü o değerini kaybetmez. Yani insanlarlada öyle. Çoğu zaman ezilir, tekmelenir ve kendimizi önemli hissetmiyoruz. Ancak bize ne olursa olsun, değerimizi kaybetmeyiz. Kirli veya temiz, ezilmiş veya bütün, kilolu veya zayıf, yüksek veya alçak, hiç biri önemli değil. Bunların hiç biri onemimizi değiştirmiyor. Hayatımızın bedeli başkalarına nasıl gördüğümüz değil, kim olduğumuz ve neyi bildiğimizdir.
Şimdi iyi düşünün ve hatırlamaya çalışın : hangileri beş en zengin kişi dünyada , hangileri beş son dünya güzelleri yada son beş kişinin Oskar ödülünü kazananlar. Nasıl gidiyor? Zor, değil mi? Endişelenmeyin. Hiç birimiz hatırlamıyor dünkü lerin en iyilerini. Alkışlar uçup gidiyor, kupalar toz içinde batar, kazananlar unutulur!
Ve şimdi hatırlayın. Üç öğretmen, gerçek büyümeniz için yardımcı oldu mu, üç arkadaşınız, yardımcı oldu mu en zor anlarınızda, beş kişi hayat boyunca size eşlik eden. Nasıl gidiyor? Çok daha iyi, değilmi?
Çünkü hayatımızda iz bırakan insanlar en ünlü değildir,ne de en ünlüler, en zenginler, en yetenekliler . O insanlar bize bakan bizi seven, bize inanalar ve yanımızda olanar önemlidir  .







13 Oca 2018

Rüzgâr İle Güneş & Fabl dinle

Güneş ve rüzgâr kimin daha güçlü olduğunu tartışıyorlarmış. Rüzgâr
-Ben daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım. Şu karşıdaki paltolu yaşlı adamı görüyor musun ? Paltosunu senden daha hızlı çıkaracağıma bahse girerim demiş. Güneş bir bulutun arkasına çekilmiş ve rüzgâr kasırga şiddetinde esmeye başlamış. O kuvvetle estikçe ihtiyar adam paltosuna daha sıkı sarılıyormuş.

Sonunda rüzgâr pes edip durmuş. Güneş bulutların arkasından çıkıp yaşlı adama nazikçe gülümsemiş. Çok geçmeden adam alnındaki teri silip paltosunu çıkarmış.


Sonra , rüzgâra dönmüş nazik ve dostça davranışın, şiddet ve güç gösterisinden daha etkili olduğunu söylemiş.

10 Oca 2018

Gezginci tavuk & Yeni Masal & Türkçe Masal Oku ve Dinle

Bizim çevremiz dolu uzmanlarla ve tatlı dilli anlatıcılarla. Aceba en gürültülü sesli olanlar en çok bilgilimi dir? Aceba güvenmek mümkünmü onlara?
Belkide bu hikayede kendi çevremizdeki gerçeklerden bir karakteri tanıya bilirsiniz. 



 Son bahar geldi ve kırlangıçlar güneydeki uzun yola hazır olmaya başladı. Neşeyle cıvıltıları duyuluyor ve sadece kuzey rüzgarını bekliyormuşlar, yola çıkmak için. Meraklı tavuk kırlangıçların hayal ettiklerini dinledi ve uzak sıcak ülkelere güneye gitmek çok ilginç olduğunu anlamış.
´´Neden bende onlarla gitmeyim? - Demiş kedi kendine tavuk, gezi hazırlıklarına hemen başlamış.
Ertesi gün kırlangıçlar toplanmış, gök yüzüne doru uçmuşlar ve uzun yolculuk için yola çıkmışlar. Tavuk uçmaya denemiş, ancak sadece atladı kanatlarını salladı ve kümesin üzerinden atladı. Sonra uçmaya devam ederken bahçenin çitinin üzerinden atladı ve kırlangıçlarin uçtuğu yöne giti.
Tavuk koşuyor, atlıyor kanatlarını sallıyor ve hatta köy yolunu geçmeye başlamış. Sonunda bir sonra ki komşu bahçesine ulaşmış. Orada döneklendi, etrafına baktı ve geri dönmeye karar verdi.
Ertesi gün kuş bahçesine döndü ve herkeze nasıl uçtuğunu güneye doğru anlattı, ne kadar yeni ve ilginç şeyleri gördüğünü ve nasıl güzel ve tanımadık topraklarda olduğunu anlattı. Görmüş meyve bahçesi öyle ağaçlar görmüş ki hiç daha önce görmemiş, tanışmış başka kuşlarla ve bahçıvanı bile karşılamış. O kadar heyecanlı mış ki güneyde! Anlatmış gezginci tavuk.
- Çok ilginç! Ne kadar cesur tavuk sun sen! Uğultu varmış kuş bahçesinde ve herkes gizlice onu kıskanıyormuş. 
 Kış geçmiş, ilkbahar gelmiş. Kırlangıçlar dönmüşler güneyden ve başlamışlar anlatmaya deniz için, güneydeki sıcak toprakları. Ancak hiç biri kuş bahçesinden ilgilenmemiş bu anlattıklarından.
- Bizim tavuk, herşeyi anlattı, hepsi bir sesle cevaplamış.- O çoktan döndü ordan, o biliyor her şeyi!
Böylece tavuk herkez tarafından güney ülkeleri konusunda uzman olarak tanıtıldı. ginci tavuk bizim çevremizde doludur uzmanlarla ve tatlı dilli anlatıcılarla. Aceba en gürültülü sesli olanlar en çok bilgilimi bir? Aceba güvenmek mümkünmü onlara. Belkide bu hikayede kendi çevremizdeki gerçeklerden bir karakteri tanıya bilirsiniz. Gezginc




7 Oca 2018

Ne zaman kendini kötü hissediyorsan bunu oku & Değerli masal

Bir gün bilge götürmüş öğrencisini parka, bir orman tepesinde bulunan. Parkta bir labirent varmış, yüksek ve pürüzsüz duvarlarla, güneş ışınları tarafından aydınlatan. Öğretmen eşlik etmiş öğrencisine girişine kadar ve öğrenciye görev vermiş, kedisi bulsun çıkışını istedi. Bütün gece dolaşmış labirente, fakat gayretleri boşa. O bir çıkmazdaydı. Umutsuzca bir çıkış bulmaya çalışıyordu. Sonunda hiç hali kalmamış ve oturmuş yere ve uyumuş. Gözlerini açtığında, öğretmeni önünde gördü.
-Beni tagip et- dedi.
Labirintden çıkıp ve hiç arkasına dönmeden, öğretmen ormana doru yürüdü. Tepedeki en yüksek noktaya ulaştıklarında, o öğrencisine belirti.
- Bak aşağı! Oradan görünüyormuş bütün labirent.
- buradan baktığımda labirent çıkışını bula bilirmisin? - Öğretmen sordu.
- Evet, kolay-dedi öğrenci. Lazım sadece dikkatle izlemek onu bir süre.
- Tamam, o halde onu bul ve iyi hatırla - dedi öğretmen.
Sonra ormana geri döndüler. Öğrenci tekrar labirentte girdi, fakat bu sefer çabuk buldu çıkışı, kendisini kaybetmeden.

-Bu desri aldınya şimdi, yaşam sanatında en önemli sırları arasında yer alıyor - demiş bilge adamı, karşılarken onu çıkışta.- Ne kadar çok uzaklaşırsan verilen durumdan ve daha yüksek bakarsan, okadar net ve dolu görürsün. Böylece daha çabuk ve daha kolay, çıkış yolunu bulabilirsin.