Bir sürek
avında, tazılar bir tilkiyi kovalamaya başlamışlar. Tilki,
ormanda odun toplayan bir adama yaklaşmış. Ondan, kendisini
saklamasını istemiş. Adam da ona kendi kulübesini göstermiş.
Tilki kulübeye gidip bir köşeye saklanmış.
Biraz sonra
avcılar da gelmişler. Oduncuya, tilkiyi görüp görmediğini
sormuşlar. Oduncu:
—
Görmedim,
demiş. Ama parmağıyla da kulübeyi göstermiş. Avcılar, adamın
işaretini anlamamışlar. Oduncunun sözüne inanıp oradan
uzaklaşmışlar. Tilki, onların gittiğini anlayınca kulübeden
çıkmış. Oduncuya hiçbir şey demeden uzaklaşmaya başlamış.
Oduncu bu duruma pek öfkelenmiş:
— Nankör
hayvan! demiş. Böyle mi yapılır? Canını bana borçlusun. Bir
teşekkür bile etmeyecek misin?
Tilki başını
çevirerek:
— Teşekkür
mü? Davranışların da sözlerin gibi güzel olsaydı, teşekkür
ederdim. Hem de binlerce kere teşekkür eder öyle giderdim, demiş.
Sonra da oradan hızla uzaklaşmış.
Bu masalda
verilen öğüt: Gerçek iyilik sadece sözle değil,
davranışlarımızda da aynı tutarlılığın olmasıyla
gerçekleşir.