Geyiğin
biri susamış, bir pınar başına gitmiş. Su içtikten sonra
bakmış, suda kendini görmüş.
Koca
koca, dal dal boynuzları pek hoşuna gitmiş ama incecik, çelimsiz
bacaklarını hiç beğenmemiş.
Geyik
boynuzlarıyla övünüp bacaklarıyla yerinedursun, öteden bir
aslan belirmiş. Geyik olduğu yerden fırlamış, bir hayli gitmiş;
geçer elbette aslanı, aslan yiğitliğine yiğittir ama geyik gibi
koşamaz ki!..
Geyik
düzlükte aslanı arkada bırakmış ama sonunda bir ormana
varmışlar, geyiğin boynuzları ağaçlara takılmış, aslan da
kolayca yakalayıvermiş. Geyik ölürken: “Vay benim kara bahtım!
Ben
ayaklarımdan yeriniyordum, onlar bana iyilik etti de asıl
güvendiğim boynuzlarımdan kötülük gördüm!” demiş.