19 Oca 2019

Bilge dilencisi &Hint halk masalı


Bir zamanlar köyün birinde fakir bir insan yaşıyormuş, her gün çevredeki köyleri yorulmadan geziyor ve dileniyormuş.Bir süre sonra ,bir sürü pirinç toplamış.

-Artık fakir değilsin. O kadar pirinçle ne yapıyorsun?Köylüler sormuş.
-Dörde bölüyorum -cevaplamış dilenci.
Bir bölümünü şeytana veriyorum,diğerini ödünç veriyorum, üçüncü bölümünü nehre atıyorum ve dördüncü bölümü tapınağa brakıyorum ,Tanrıya hediye.
Herkes cevabına çok şaşırdı ve onu sorgulamaya başlamışlar
-Nerede bu şeytan? Bir dilenciden borç alan kim? Hangi nehre pirinç atıyorsun? Hangi tapınağa bağış yapıyorsunuz?
Ama dilenci onlara daha fazla bir şey söylemedi. Sonra köylüler çok kızdılar, onu yakalayıp krala götürdüler. Kral konuşmasını emretti ve o da Krala karşi gelemedi.
-Kralım-dedi,-şeytan benim karım.Hiçbir iş yapamaz, sadece yiyor ve uyur. Açgözlülüğünü doyurmak için sürekli dilenmem gerekiyor.
-Kim sizden borç alır? -Kral sordu.
-Pirinçin ikinci bölümü oğlum içindir. Şimdi o küçük ben hala ayakta yürüye biliyorum ve ona baka biliyorum.Ama yarın, büyüyünce ve ben yaşlandığımda, beni besleyecek. İşte bahsettiğim borç.
-Ne demektir, Pirinçin üçüncü bölümünü nehre atman? Kral tekrar sordu.
-Benim küçük bir kızım var ,-dilenci dedi ,ona bakmalıyım .Ama büyüyünce, evlenecek ve beni terk edecek.E, Kralım söle Pirinçi ona verdiğim gibi, nehre atmak gibi değilmi?
Son olarak, Kral sormuş:
-hangi tapınak ve hangi Tanrı pirinçin son bölümünü bıraktın?
Efendim, bu tapınak benim vücudum, ve Tanrı, ruhum. Eğer onlar umurumda değilse, nasıl yaşayacak gücüm olacak?
Kral dilencinin yanıtlarını çok beğenmiş. Onu zengince ödüllendirdi ve gitmesine izin verdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder