fikra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fikra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağu 2018

Yorgan Gitti Kavga Bitti & Nasreddin Hoca hikayeleri


Nasrettin Hoca gece yarısı dışarıda, kapının önünde birtakım gürültüler, bağrışmalar işitmiş. Çıkıp kavganın nedenini öğrenmek istemiş.
Karısı Karşı Çıkmış:
-Efendi, ne işin var gece yarısı dışarıda? Otur oturduğun yerde..
Ama Hoca dinlememiş, yorganına sarılıp kapının önüne çıkmış. Bakmış ki iki adam kavga ediyorlar, kıyamet koparıyorlar. Nasrettin Hoca öylece bakadursun, adamlar birden Nasrettin Hoca’nın üstündeki yorganı el birliğiyle çekip almışlar. Aldıkları gibi de tabanları yağlamışlar.
Hoca o soğukta dımdızlak kalıvermiş, alık alık bakmış bir süre. Sonra dönmüş uyku sersemi bir halde girip karısının yanına uzanmış.
Karısı:
-Hayrola efendi? Neymiş dışarıdaki kavganın nedeni?
Hoca:
-Hiç, demiş, Ne olacak, kavga bizim yorgan yüzünden çıkmış meğer, yorgan gitti kavga bitti…!

12 Ağu 2018

O Zaman Başka & Nasreddin Hoca fikrasi


Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:
-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.
-Buyrun sorun. Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:
-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek? Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :
-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..
-Teşekkür ederim kadı efendi.
-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını? Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:
-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş. Hoca , yerinden doğrulup:
-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! …

4 Ağu 2018

Ben Türk olmasaydın & Fıkra


Bir gün Adamın biri İngiltere'ye gezmeye gider . Ingilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş:
- Ben İngiltere'de Inglizlere nasıl anlaşacağım?
Adam cevap vermiş:
- konuştuğun her cümlenin sonuna'ing' getir, tamadır .

Adam İngiltere'ye gittiğinde bir kafeye oturmuş. Garson sipariş için gelmiş:
Adam:
-Sen bana bir çay getirebiling?

şaşıran garson gidip bir çay getirmiş.
Inglizceyi çözdüğüne inanan adam övünmekten garsona şöyle söylemiş:
-Bak, ben ne güzel İngilizce konuşuying ?

Garson cevabı yapıştırmış:
-Ben Türk olmaying, rüyanda görürdün çaying!



30 Tem 2018

Nasrettin Hoca Fıkraları



Nasrettin Hoca güldürürken düşündüren 13. Yy da yaşamış bir halk bilginiydi. Karşılaştığı olaylara nüktedan şekilde cevap vermesi, hazırcevaplığı ve keskin zekası ile halkı hem şaşırtır hem de eğlendirirdi. Türk halk edebiyatının fıkralarla ölümsüzleşen ismi Nasrettin Hoca’nın 1208 - 1284 yıllarında yaşadığı varsayılmaktadır. Konya medresesinde öğrenim görmüş ve Akşehir’de vefat etmiştir. Bu bölgelere gittiğinizde Hoca’nın çok sayıda heykeli ile karşılaşabilirsiniz.


Nasrettin Hoca orta Asya’da ve İran dolaylarında tanınan Türk Halk filozofudur.



Nasrettin Hoca fıkraları



insan yaşamından izler taşır ve çoğu ders verme niteliğindedir. Toplumun içinde bulunulan durum zekice verilen cevaplar ile gözler önüne serilir. Günümüze kadar ulaşan fıkraları, bunları okuyanların hala gülmesi ve düşünmesi, fıkralarının birçok dile çevrilmesi bizlere Hoca’nın ölümsüz olduğunu gösterir.










29 Tem 2018

KEDİ NERDE -Nasreddin Hoca hikayesi


Nasreddin Hoca, kasaptan iki kilo et alır, eve gelir.Karısına, akşama et yemeği yapmasını söyler. Yeniden işine döner.
Hoca gidince, karısı yemeği pişirir. Sonra da komşularını çağırır onlara bir yemek ziyafeti çeker. Akşam olunca Hoca eve gelir. Karısı sofrayı hazırlar. Bir tabak bulgur pilâvını Hoca’nın önüne koyar. Hoca pilâvı görünce şaşırır:
__Hanım, hani et yemeği yapacaktın? Bunun için sana gündüzün, kasaptan aldığım eti getirmiştim… Karısı, üzgün üzgün önünde bir süre durur. Sonra, başını önüne eğerek:
__Ah Efendi, sorma! Bizim hınzır kedi, etin epsini yemiş.. der.
Bu duruma çok kızan Hoca, oturduğu yerden fırlar, eline bir sopa alır. Kediyi, iyice döğmeye karar verir. Bir köşede büzülüp oturmakta olan sıska kediyi görünce kuşkulanır. Karısına:
__Bana hemen teraziyi getir, der.
Terazi gelince, Nasreddin Hoca, kedi tartar. Kedi, iki kilo ağırlığındadır. Büsbütün şaşıran Hoca, karısına:
__Kedinin ağırlığı iki kilo, kasaptan, aldığım et nerede? Diyelimki et budur, kedi nerede?

10 Haz 2018

Nasrettin Hoca Yemeğin Buğusu, Paranın Sesi Fıkrası


Nasrettin Hoca Akşehir’de kadılık vazifesini yürütürken karşısına iki adam çıkmış. Birisi öteden beri cimriliği ile tanınmış bir aşçı, diğeri de boynu bükük bir fakir. Aşçı sözü almış :
Hocam demiş, ben bu adamdan davacıyım. Dükkanın önünde fasulye pişiriyordum. Tencerenin kenarından buğusu çıkıyordu yemeğin. Bu adam elinde somun ekmekle geldi. Kopardığı lokmaları yemeğin buğusuna tutup başladı atıştırmaya. Nihayet koca bir ekmeği bitirdi. Ondan fasulye buğusunun parasını istedim, vermedi.
Nasrettin Hoca anlatılanları dikkatlice dinledikten sonra fakire dönüp :
Doğru mu bunlar ? diye sormuş.
Evet, demiş fakir adam.
Öyleyse para kesesini çıkar bakalım.
Zavallı fakir kadı efendiye karşı gelememiş. İçinde üç beş akçe bulunan para kesesini Nasrettin Hoca’ya uzatmış. Bu sefer aşçıyı çağırmış yanına. Keseyi kulağına yaklaştırarak şıngırdatmaya başlamış. Sonra da :
Haydi demiş aldın işte alacağını. Aşçı :
Nasıl olur? diye şaşkınlığını belli etmiş. Paramı vermediniz henüz. Hoca cevap vermiş :
Fazla uzatma, yemeğin buğusunu satan paranın da sesini alır elbet!