31 Ara 2017

Yaşlıların bilgeleri & Dünyanın en güzel Masalları

Bir acımasız kral tüm yaşlıları yok etmek için kanun çıkardı. Ne fayda var onardan- o dedi, - ne biçerler, ne süreler, ne kazarlar, ne de odun yararlar. Sadece yemek iyiyorlar ve evde kahır ediyorlar. Daha iyi yaşayacağız onlarsız. Bütün yaşlı adamlar bıçağın altından geçti. Tek yaşlı bir adam kaldı - vezirin babası. Acımış vezire alsın kafasını yaşlı babasının, onun için saklamış onu gizli bir yere ve kimse bilmeden gizlice besledi. Acımasız kralın deli bir kara atı vardı :tepen ısıran, atlayan. Kimse ona yaklaşamıyordu sakinleştirmek için. Başkentte kötü bir cadı vardı. Kral emretti onu çarsınlar saraya ve çılgın atı nasıl sakinleştireceyini sorgulandı.
- Nasılmı? - cadı cevapladı. - Emredin, efendim , senin vezirlerine bir kumdan ipi bükmesine. Bağlarsanız atı kum ipiyle ,o olacak sakin koyun gibi.
Kral boynunu kaşındı ve vezirleri çağırdı.
- Hey, vezirler - diye bağırdı - dinleyin size ne buyuracam! Yarın bana bir kum ipi getireceksiniz. Sarayıma gelirseniz kumdan olan ipsiz, kafanızı alacağım.
Eğilmiş başını vezirler ve evlerine topladılar. Bir kum ipinin nasıl bukuleceyine akıllarına gelmiyordu. Vezirlerin arasında babasının hayatını kurtaran kişi vardı. Evine toplandı üzgün, yaşlı babası ona sordu :
- Neden üzgünsün oğlum. Vezir ona kralın ne istediğini söyledi.
- Hepsi bu mu? Endişelenme,. Yarın, gideceksin saraya ve kral sorunca: nerde ip?, sen cevapla: "kralım hazırız kumdan ip bükmeye, ama bilmiyoruz nasıl olsun - kalın, ince, sarı veya kırmızı. İlk etapta bize bir örnek verin.
Ertesi gün, akıllı cevap duyduğunda, kral başını eğdi ve şöyle dedi.
- Haklısınız ,size bir örnek vermek zorundayım, ama ben nerden alayım onu. Ve kral herkesin hayatını bağışladı.
Aynı yaz, büyük kuraklık olmuş . Herşey yanmış çimenler, meyveler. Dereler ve Pınarlar kurumuş. Ekinikler boşalmış .Kalmamış ekin tohumu bile. İnsanlar korkmuş açlıktan ölmesiner diye. Kral'da endişelenmiş. Yine vezirleri çardı ve onlara emretti.
- Ne yaparsınız ne edersiniz yarın geldikten sonra istiyorum bana söylemenizi nerden bulabiliriz ekin tohumu ekmek için, yoksa başınızı alarım.
Gitmişler vezirler ordan düşünceli - kolay bir iş değil ekin tohumu bulmak. Saklı yaşlı görmüş oğlunu üzgün geri döndüğünü ve neler olduğunu sordu.
- Şimdi baba - cevapladı vezir, - sen bile yardım edemesin.
- Neden.
- Nedeni şu ki kral istedi ekin tohumu bulmamızı ekmek için ve ülkenin hiç bir yerde ekin tohumu yok.
-Endişelenme, evlat. Yarın kralın yanına gittikten sonra, sen ona deki emretsin köylülere saraydaki tüm karınca yuvalarını kazsınnar. Karınca yuvalarında var çok ekin tohumları. Ve gerçekten köylüler kırlara çıktığında tüm karınca yuvalarını kazdılar, buldular her yuvada birer torba ekin tohumu. Kral çok şaşırmış ve döndü vezire, hani gizliyomuş babasını ve sormuş ona.
-Söyle bana bu akıllıca danışmanın kimin verdiğini.
- Cesaretim yok söylemeye, efendim, çünkü beni öldüreceksin.
- Bir tel saç düşmeyecek saçından, söyle!
Ve vezir itiraf etti, gizlediği babası olduğunu ve o onu öğrettiğini ne söylesin diye kum ipi için ve nerde saklı ekin tohumları olduğunu. Sonra yeni bir yasa çıktı:

Kimse yaşlı insanlara dokunmasın ve yürürken sokaklarda herkes onlara yol versin.

23 Ara 2017

Gerçekleri kendiniz için duymak istediğinizde & Anlamlı Masal

Bir zamanlar bir imparator yaşıyormuş eski Çin´de. Bir kez duymuş saraydaki topraklarında olanustu güzel bir adam yaşadığını . Adı Süi Gun´du.
Ertesi gün yataktan kalktıktan sonra sabah, o hemen hizmetçisine döndü ve ona sordu:
- Gördün mü hiç yakışıklı Süi Gun'u?
- Evet bir çok kez, efendim.
- Peki hangimiz daha güzel -O mu veya ben mi.
- Tabiki siz, efendim! Sormana gerek yok'ki. - hemen cevapladı hizmetçi. Günün ilerleyen saatlerinde imparator aynı soruyu eşine sordu.
- Karşıladın' mı hiç o meşhur ve yakışıklı Süi Gun'u.
- Evet, bir kez gördüm. - Söyle bana, kim daha güzel - O ya da ben?
- Gerek yok sormana... elbette ki sen.
Akşamsı imparatorun önemli bir konuğu vardı, önemli devlet ilişkilerini tartıştığılar. Ve o sırada ona döndü ve şöyle dedi:
- Görürseniz Süi Gun'u, hangimiz daha güzel olduğunu bana söylemeni rica ederim.
- Sanırım, siz daha güzelsiniz - diye yanıtladı konuk.
Bir kaç günden sonra, şehri dolaşırken hükümdar bir anda kedini fakirlerin yaşadığı şehrin kenarında buldu. Kimse onu orada tanimaiyodu ve serbest dolaşıyordu gündemdeki şikayet ve taleplerden uzaktı. Birdenbire yabancı bir yakışıklı onu geçti. " işte bu adam benden ve Süi Gun'dan daha güzel" Diye düşündü imparator ve karşılaştığı ilk yaşlı kadına döndü.
- Bu adamın kim olduğunu biliyormu sun?
- Elbette biliyorum. Burada herkez biliyor? Bu Süi Gun-dedi yaşlı kadın.
- Lütfen kadın, bir şey söyle? Sizce daha güzel kim- bu Süi Gun veya ben? Kadın hayret içinde baktı.
- Bilmem neden sordun yabancı, ama herkes Süi Gun'un daha güzel olduğunu söyleyecek.
İmparator toplandı ve bilge adamın yanına giti.

- Söyle bana bilge adamı neden eşim, hizmetçim ve benim misafirim beni yalanıdırdılar ben daha güzel olduğumu Süi Gun'dan? Ben ne yapayım, emin olmak için her dayım gerçeği öğrenmek için? Ve bilge adamı cevap verdi. -Hizmetçin seni yalandırmış korkusundan sen ona öfkelenmeyesin diye. Eşin gerçeği saklamış sana olan sevgisiniden. Ve misafirin kibar davranmış ruh halinizin bozulmaması için. Gelecekte, kendiniz hakkında gerçekleri bilmek isterseniz, hizmetçiden, arkadaşlardan ve misafirlerden aramayın. Sizi hiç görmemiş ve kim olduğunuzu bilmeyenlere sorun. nlar en çok bilgilimi bir? Aceba güvenmek mümkünmü onlara. Belkide bu hikayede kendi çevremizdeki

9 Ara 2017

Ejderha avcisi & Anlamlı Masal

Bir zamanlar çin köyünde bir genç adam yaşıyormuş, ejderhaları öldurmeyi örenmek istermiş. Bulmuş en ünlü avcıyı ,ejderha hakkında her şeyi bilen ve demiş ona.
-Öğretmen, lütfen ejderhaları öldürmemi öğretin.
-Bu o kadar kolay değil," dedi avcı. -uzun yıllar alıyor orenmek için, ejderhaları yenme becermesini anlamak için. Önümüzdeki beş yılı burada benimle bu ormanda geçirmeye hazır mısın? Sabahtan geceye kadar yorulmadan çalışmaya hazır mısın?
-Ben her şeye hazırım, demiş genç adam.
- Yeterli paran varmı, bana eytim için ödemeye?
-Sana tüm paramı vereceğim, sadece bana ejderhaları yenmeyi öğret" dedi genç adam güvenle.
- Tamam o zaman, başlıyalım.
Geçmiş beş yıl, genç adam her şeyi titizlikle yapıyormuş, tecrübeli avcı ona ne söylediyse , o çok çalışıyormuş ve tüm enerjisini istediği amacı gerçekleştirmek için harcıyormuş. Sonunda tecrübeli avcı ona demiş.
-Şimdi bildiğm her şeyi biliyorsun. Artık her ejderha ile yüzleşe bilrsin ve onu yene bilirsin.
Genç adam köyüne toplanmış beş parasız kalmasına ramen, çok mutluymuş ejderhaları öldürmeye örediyi için. Bunu yapmasını bılen tek kişiymiş. Köyde gurula geziyormuş ve hizmetlerini teklif ediyormuş.
- Ne yapmayı biliyorsun evlat? sormuş köylüler.
-Ejderhaları öldürmeyi! Övgüyle söylemiş.
- Çok iyi, ejderhalar olduğunda mutlaka size döneriz. Fakat şimdilik buna ihtiyacımız yok.
Böylece genç avcının ömrü geçmiş, ancak bir ejderha ile daha hiç karşılaşmamış. Ve başka hiç bir şey yapmadığı içi, günlerinin sonuna kadar fakirlik ve yoksulluk içinde yaşamış.
Ve çok geç anlamış, insanların yararına olabilecek, becerilerin ve bilginin en iyi olduğunu fark ettmiş.











3 Ara 2017

Şikayet etmeyi bırak & Yeni Masal

Öğretmenim sormuş öğrenci-Neden bizim hedeflerimize ulaşmamızı, seçilen yoldan sapmamızı ve kendimizi zayıf hissetmemizi engelleyen çok zorluklar olduğunu sordu.
- Bu senin dediğin zorluklar - öğretmen cevapladı- gerçek hayatta aslında hedef in parçasıdır. Bununla savaşmayı brak. Bu zorlukları düşünün ve yolunuzu seçerken bunları göz önünde bulundurun. Bir yayla ateş etmeyi düşünün. Hedef çok uzakta, yoğun sis çöktü ve hedefi neredeyse görmüyorsunuz. Sisle savaşacak mısın Hayır, rüzgar çıkana kadar bekleyecekmisin,sisi dağıtmak için.Şimdi hedefi görüyorsunuz, ancak rüzgar ok yönünü çeviriyor. Şimdi rüzgarla savaşacak mısın? Hayır. Bunun ne yöndüğünü belirleyip ateş ettiğiniz açıyı değiştirmeniz yeterlidir. Yayınız büyük ve ağırdır ve sonuna kadar gerebilmek için çekme gücünüz yok. Değiştirmek için savaşacak mısın? Hayır, daha fazla güç kazanmak için kaslarınızı eğitmek ve her seferinde ipliği daha iyi gergineştire bilirsiniz.
-Evet, öğretmenim, öğrenci demiş dargın bir sesele.-Ancak yayları hafif ve rahat olan ve her zaman açık ve rüzgarsız havalarda ateş eden insanlar var.Niçin atışım yoluma pek çok engelle karşı karşıya kalmalı? Bütün dünya neden ilerlememize direnecek?
-Öğretmen gülümseyerek ,asla diğerlerine bakmayın demiş.
-Herkesin kendi yayları, hedefleri ve kendi atış zamanları var. Bazıları için atışlar kesin bir atışa, diğerleri içinse atış yapmayı öğrenme şansına dönüşüyor.Öğretmen durakladı, öğrencisine biraz eğildi ve sessizce devam etti:
-Ve şimdi sana acımasız bir sır açıklayacağım oğlum, sis yere inmiyor atışını onlemek için ,rüzgar esmiyor, okunu yonendirmek için ve ağır yay yaratılmadı ,nekadar zayıf olduğunuzu anlamanıza yardımcı olmak için .Bütün bunlar gerçektir ve kedilince var oluyor. Bu şartlar altında hedefi vurabiliriz. Bu yuzden zorluklarla ilgili şikaet etmeyi brakın ve ateş etmeye başlayın, veya gururunuzu alçaltın ve daha kolay bir hedef seçin. Böyle kesinlikle vurabilrsiniz.




20 Kas 2017

ÇOCUKLARINA MUTLULUK SAĞLAMAYA ISTEYEN İNSAN & HIKAYE

Yolda yaşlı bir bilge adamı yürüyomuş ve doğayı hayranlıkla izliyormuş. Bir tarlanın yanından geçmiş, bir köylü çalışıyormuş .Adam çok yorgun ve terli, ayakta durmaya hali yokmuş .
- Hey, gelsnene birz anlatalım gölgede ve hem biraz dinlenirsin.
-Yapamam, çalışmalıyım. Gün zaten bitti ve yapacak çok işim var.
    -Neden bu kadar çok çalışıyorsun? Bilge adamı sormuş. - Zaman zaman dinlen . Bak etrafa ne kadar güzel bir gün.
- Yapamam. Günün tadını çıkaracak vaktim yok ne de hayatın. Adam üzüntüyle cevap verdi.
-Peki bunu neden yapıyorsun? Yaşlı adam sormuş.- Yani mutluluğu kaçıracaksın …
-Mutluluk için vaktim yok! Çalışmak zorundayım ve çocuklarımıza ve torunlarımıza mutluluk vermek için acı çekiyorum. Dedem babam için aynı şeyi yaptı, babam da benim için acı çekti.
- Sizin aileden mutlu biri varmıydı. Merak etmiş yaşlı adam.
-Henüz değil, ama çocuklarım ve torunlarım muhtemelen olacak! Adam dedi ve işine tekrar başladı.

-Bak dostum ... Sana bir ipucu vereyim. Cahil kimseye okumasını öğretemez. Ne köstebek bir kartalı eğitir! Bu yüzden, ilk önce sen mutlu olmayı öğrenirsin, böylece çocuklarına da bunu öğretebilirsin.

11 Kas 2017

Yalancı çobancı & Masal dinle

Bir zamanar, bir çobancık varmış.O güdüyrmuş koyunarı
bir tepede, ama çok canı sıkılmış ve bir deyişiklik olsun diye derin bir nefes almış ve barmaya başlamış.
-Kurt, kurt ,kurt koyunara saldırıyor.
Köylüler koşmuşlar tepeye doru, yardım etmek için çobancıya, kovalasınar kurtu dıye, ama erdikten sonra tepeye kurt yok muş. Çobancı gülmüş köylülerin sinirli yüzlerine dalga geçerek.
- Barma böyle kurt diye çobancı kurt yoken.
Demiş Köylüler ve söylenerek inmişler aşağı doru tepeden.
Bir az zaman geçmış, çobancı yine hızlı başlamış barmaya.
-Kurt, kurt, kurt koyunara saldırıyor.
Genç çobancı gözletiyormuş gülümseyerek nasıl kölüler koşuyorlar hızlı tepeye ona yardım etmek için kurtu kovalasınar diye,ancak yıne yokmuş kurt.
Bir gün çobancık görmüş gerçek kurt nasıl koyun sürüsüne giriyor .O anda atlamış ayağı ve bütün sesiyle başlamış barmaya.
- Kurt, kurt, kurt öldürecek koyunarı, yardım edin.
Ancak köylüler düşünmüşler çobancı yalan söylüyo ve cıkmamışlar tepeye kurtu kovalamak için.

Hiç kimse inanmaz yalancıya, hatta gerçeyi söylediğinde bile.







6 Kas 2017

Ne kadar arkadaşı olmalı insanın & Eski Masal


Bir kez bir adam gitmiş tavsiye için yaşlı Bilge adamın yanına ve ona ilginç soruyu sormuş.
- İsterdim ki anlamaya ne kadar arkadaşı olmalı insanın. Çok düşündüm bu atasözü "daha iyi yüz arkadaşın olsun, yüz altın paranın yerine". Var bir gerçek burda, ama benim için, mümkün olduğunca çok arkadaş edinmeye çalışırsak, samimietsis bir kişi olabiliris, sahte duygularla.Daha fazla dostluk yıllar sonra kontrol edilir.Ve hemen biriyle buluştuktan sonra çok zordur ne tür bir insan olduğunu aslında. Ve nerde yüz arkadaş için güç ve zaman bulacaksınız.
- Ben cevap verebilirim, demiş Bilge adamı .Bunun yerine cevabı kendiniz anlamınıza yardımcı olacağım. Görüyor musun bahçede ´ki o dev elma ağacını?
- Bana en üst tepesinden bir elma getirmeni rica ediyorum. Adam bakmış ağacın tepesine, gözlerini kımaştırmış güneşe ve sormuş.
- Peki ben nasıl yaparım? Elma gerçekten çok yüksek.
- Bir arkadaşından sana yardım etmesini iste.Belki birlikte ağacın en yüksek dalına tırmana bilirsin. Demiş yaşlı Bilge adamı.
Adam da öyle yapmış. Aykırmış bir arkadaşına , tırmanmış omuzuna, ancak buda yarımcı olmamış ağaca tırmanmak için.
- Olmuyo...üzüntüyle söylemiş.
- Sende daha fazla arkadaş yok mu? Sormuş ona gülümseyerek Bilge adamı.
Ardından adam bir kaç arkadaş ve tanıdık getirmiş ve ağacın tepesine ulaşmak için biribirlerinin üzerine çıktılar ve tırmanmaya başladılar tepeye ulaşmk için. Ama sonuçta düştüler ve tekrar baştan başladılar tırmanmaya ve bu böye sürmüş bütün gün.
Ortak çabalarını seyrederken, Bılge adamı çağırmış adamı ve ona demiş.
- Peki şimdi anladınmı ne kadar arkadaşı olmalı insanın bu hayatta.
- Evet, Öğretmenim, teşekkür ederim. Her şeyi anladım. Her problemi birlikte hale de bilmemiz için
mümkün olduğu kadar çok arkadaşımız olmalıdır.
Bilge adamı salladı başını ve dedi ki.
- Belki de çok fazla arkadaşın olması güzel. Ama belki de sorunu çözmeyi bilen akıllı bir arkadaşın olması daha önemnidr. Mesela bir merdven getirmek gibi..




Ayı ve kötü söz & Eski Masal

Bir ormanda, bir mağarada küçük ayılar varmış.Bir adam gitmiş ormana odun toplamaya. Ayıcıklardan biri çıkmış mağaradan çalılara saplanmış ve kurtulamamış,
adam onu görmuş gidip çalılardan çıkarmış ve onu mağaraya götürmüş, ama ana ayı onu görmüş demiş adama.
- Sen bana büyük bir iyilik yaptın, hadi seninle dost olalım.
Adam ondan korkmuş, ama ne yapsın korkusunu yenip ve yavaş,yavaş yaklaşmış ve onunla konuşmuş.
Anaşmışlar ayıyla yine görüşsüner. Bir zaman görüşmüşler ve çok büyük dost olmuşlar. Bir günü ayrılırken sarılmışlar biribirine, adam dayanamayıp demiş.
-Tüh be dostum, herşeyin çok güzeldi ama sadece ağız nefesin çok kötü kokuyo.
Adamın aklına gelmemış nekadar acı vereceyıne ayıya. Ayı bundan cok incinmiş, iyiltmiş başını demiş adama.
-Omuzuma vur baltayla ,elinden geldikçe sert vur eyer yapmasan ben seni yerim.
Adam bakmış başka çare yok vurmuş baltayla omuzuna ve derin yaralamış. Sonra ayrılmışlar . Vakit zaman geçmiş adam gitmiş ormana aynı yere ama ayıyı görememiş, seneler geçmiş halya görememiş. Başka bir yerde ormanda karşılaşmışlar, biribiryle selamnaşmışlar, ayı demiş ona.
-Güzelce bak bana dostum, bak bakalım yara daha duruyomu hani seneler önce vurmuştun ya bana.
Adam omuzunda ki yününü açtı ve yaradan hiç bir iz yoktu.
Ayı demış
-Ah be dostum yaram iyileşti ve onun nerde olduğunu unutuğumu görüyormusun, ama bana söylediğin kötü kelimeyi yaşadığım sürece unutmayacağım.
Dostum yara geçer iyileşir, ama kötü söz asla unutulmaz demiş.


Mavi erik çop için & Masal dinle

Bir köylünün oğlu varmış, o büyüdukten sonra evlenme vakti gelmiş. Babası başlamış düşünmeye nasıl eversın onu iyi bir kızla, böylece yakışsınar biribirine. Düşünmüş, düşünmüş ve nihayet düşüne bilmiş, yüklemiş bir arba eriklen ve gitmiş onarı satmaya köyden köye.
- Hadi ,çöp için erikler veryorum, çöp için erikler veryorum.
Kadınar, kızlar, büyük aneler ve geliner. Kadınar başlamış evlerini süpürmeye ve bakalım kim daha çok çop toplayacak daha fazla erik almak için ve rabim vermiş nekadar isterseniz çop. Biri taşımış bütün çuval, oteki bir kilo, üçüncüsü dolu önlük, taşırmışlar ve övünürmüşler.
- Vay canına bakın nekadar çop topladım evin çevresinden, iyi ki geldi böyle bir erikçi ki verebilelim ve bir daha köşelerde çinemeyelim.
- Ben bu çöpu topladım ve daha okadar var toplayım.
- Ve ben bütün yıl toplasam toplayamam. şimndi çabuk elden süpürdüm biraz çünkü çok canım erik çekti.
Adam alırmış çop verirmiş erik. Herkez çok memnun ve oda neşeli. Nihayet güzel bir kız gelmiş bir mendilde sıkıyomuş biraz çop. istemiş erik alsın .
- Güzel kız ,çok az toplamışsın! bukadar az çöp çin nasıl erik verebilirim?
Daha fazla getirirdm Amıca ama yok ki. O çop zaten bizden deyil komşular verdi, yardım etiyim için onara süpürsüner diye. Adam duyunca bunarı çok sevinmiş. Böyle temiz ve güzel kız evde toz tutmayan en iyi gelin olacak ve istemiş ona gelin olsun. Evermiş oğlunu kıza ve kazanmış.



Içimizde ki iyilik ve kötülük & Değerli Masal

Yaşlı Büyükbaba anlatmış torununa, her birimizin devam eden içimizde ki mücadeleyi.
O demiş oğlana, ruhumuzda iki kurt savaşıyor.
Biri kötülüktür.
- O öfkedir, kıskançlık, beyenmemezlik, yalancılık, negatif düşünen, egoist, kendini küçük düşüren ve sahte gururluk.
Diyeri ise iyiliktir.
- O sevinçtir, barış, sevgi, umut, huzur, şefkat, yardım severlik, comertlik, samimiet ve inanç.
Torun bir anda düşünmüş ve Büyükbabasına sormuş.
- Hangi kurt kazanır
- Beslediğin kişi, cevap vermiş yaşlı Büyükbaba.
Gerçek hayatta, her birimiz kötüye veya iyiliye böyle bir güce sahibiz, buna bağlıdır ki bizim düşüncelerimiz ve hisetiklerimiz belirli bir anarda.
Onun için kendinize bir bakın, düşünün kurduğunuz iletişimneri etrafınızda ki diyer insanarla. Bununla ilgili en iyi şey davranış biçiminizde açıklık getirmesinin her zaman, her koşulda nasıl yapılacağı konusunda bir secim yapmanızdır.
Sen her gün ne olacaksın sen seçersin.


Saygı kıyafete & Anlamlı Masal

Uyanık Effe tatlı dilliymiş. Insanlar onu dikkatle diniyormuş, seviniyormuşlar ona ve yurekten gülüyomuşlar. Bu nedenle düğünerde, bayramlarda ve başka kutlamalarda onsuz geçirilmezmiş.
Bir sefer Effenin arkadaşı evlenmiş, arkadşı almış davetiyeyi ve gitmiş onu davet etmeye.
- Gelirsen düğünüme, otuturacağım seni sağadıçın yanına,demiş ona.
- Teşekkür ederim, bakarım gelmeye, demiş.
Kaldırmışlar büyük düğün. Tüm düğün konukları en güzel giyimnerini giyimişler. Uzun büğün masası sermişler bahçenin bir tarafından diyer tarafınakadar, dolu çeşitli yemeklerle ve içeceklerle. Uzaktan duyuluyomuş eylenceli müzikler, şarkılar ve oyunar.
Effe gitmiş düğüne eski giyimneriyle, herkez ona gülmüş dalga geçerek. Arkadaşı ve diyer dünürler davet etmemişler onu otursun.
İnsanar kıyafetleriyle karşlıyorlar ve akılarııyla geçiriyorlar, düşünmüş Effe.
o durmuş ayak üstü biraz düğün bahçesinde, bakınmış etrfa, başını eğtmiş, gülümsemiş ve evine toplanmış.
Deyiştirmiş kıyafetlerini yenilerle ve gitmiş yine düğüne.Onu gördükleri anda gençler ona yol açmış. Kalkmış kayınpeder, kalkmış sağadıç el sıkışmışlar Effe ile ve aralarına otuturmuşlar onu. Hemen getirmişler ona iyecek ve içecek.
- Hadi buyur Effe, gençlerin sağalı ve mutluğu için iyelim, içelim,eylenelim.
-Teşekkür ederim. Dilerim hep böyle dolu olsun evi ve masası gençlerin, huzur içinde yaşasınar, sevgi ve mtluluklar,dilemiş Effe kaldırmış içecekleri ve iyecekleri başlamış elbiselerne dökmeye.
Dünürler bakışmışlar ve şaşırmışlar.
- Ne yapıyorsun Effe.
- ısmarlıyorum yeni elbiselerime, diye cevap vermiş Effe.

- Onar iyisin ,içsin, çünkü görünüyor ki siz onara saygı duyuyorsunuz.