28 Nis 2018

Eşek ile Çekirge & Fabl Hikayeleri


Bundan yıllar evvel, tarlaların birinde bir eşek varmış ot yer yaşarmış. Arada bir anırır, tarladakilerin kulaklarını ağrıtırmış. Ama değmeyin neşesine, öyle neşeli, öyle kendinden eminmiş ki…
Fakat bir gün hayatından memnun olmadığına karar vermiş. Anırdığı zaman tarladaki herkes kulaklarını kapatıyor , o sussun diye önüne ot koyuyorlarmış. Ne yapmalı da bu sesi düzene sokmalı diye düşünüp duruyormuş…
O sırada bir çekirge atlamış önünden, öyle de güzel sesi varmış ki, bayılmış bizim eşek. O ötmüş, bizimki anırmış. Bakmış olmuyor, çekirgeye doğru eğilmiş. “ Çekirge kardeş afedersin “ demiş. Çekirge bakmış ona : “ söyle bakalım ?” demiş.



Ben de sizin gibi ötmek isterim, acaba ne yapmalıyım ? Çekirge şaşırmış, “Ne bileyim, ben doğduğumdan beri hep böyle öterim” demiş. “Peki ne yiyip içersiniz ? “ demiş eşek, belki sizin yediklerinizi, içtiklerinizi alırsam, sesim size benzer ?”
Çekirge bir hoplamış, iki zıplamış” Biz çiçeklerin üstündeki çiğlerden yeriz sadece demiş. Yani çiçeklerin üstündeki sulardan içeriz”
O günden sonra sadece çiçeklerin üstündeki sulardan içmiş bizim eşek, kısa bir zaman sonra da açlıktan ölmüş tabiî ki. Herkes kendine verilen özelliklere göre yaşamalı, onu bunu taklit ederken kendine zarar vermemeli.
#kisamasal

22 Nis 2018

Hediyelik yıllar & Masal dinle


Bir soğuk kış zamanında, taşlar ve ağaçlar patlarken soğuktan, at, öküz ve köpek gitmişler bir insanın kapısına ve vurmaya başlamışlar.
-Kim vuruyor? Adam sormuş.
-Bİz, at, öküz ve köpek.
-Ne istiyorsunuz.
-istiyoruz girelim yanına, şömine de ısınalım biraz. Kapınızı açmasanız öleceyiz soğuktan. Adam açmış kapısını ve üç hayvanı içeriye almış. Yerleşmişler şöminenin etrafına ve güzelce ısınmışlar. İnsan misafirleri seviyormuş. Kalkmış girmiş diyer odasına ve oradan iyecek getirmiş misafirlerine:ata biraz saman, öküze kepek, köpeğe büyük parça ekmek.
-Buyurun bakalım - dedi! Adam oturmuş şöminenin yanına iki eliyle başını tutmuş. Misafirler yemeklerini yemişler ve sormuşlar ev sahibine neden kahırlı olduğunu.
Çünkü yaşladım artık ve ölmeliyim demiş ev sahibi, herkezin belirli bir yaşı var,karınca için okadar, develer için bukadar ve insanlar için de bukadar. At, öküz ve köpek birbirine bakmışlar ve fısıldamaya  başlamışlar.
-Dinle - döndü at, eyer razıysan bizim yaslarimizdan verelim sana. Biz sadece onar yıl bırakacağız kendimize. Daha fazlası lazım deyil bize.
-Nasıl razı olmam! Sevinmiş adam. Verin burada bir sözleşme imzalayalım. Sözleşmeyi imzalamışlar. Adam almış geriye kalan yıllarını atın, öküzün ve köpeğin. Atın yıllarını eklemiş gençliğine, o yüzden gençler güçlü ve cesurdur. Öküzün yıllarını eklemiş orta yaşlarına, o yüzden orta yaşta olanar öküz gibi çalışıyorlar ve köpekten alınan yılları bırakmış yaşlılık için, o yüzden yaşlılar daha sinirliymiş, ama evcil insanlarmış köpekler gibi.


14 Nis 2018

Ağa ile Orakçı & Halk Masalı


Orak zamanında Ağa çağırmış komşusunu tarlasını biçsin diye.
-Ne zamanakadar biçeceğim? - sormuş adam.
-Güneş batana kadar - Ağa demiş.
-Bana ne kadar ödeyeceksiniz?
-Bir torba un vereceğim, yeterki çalış nasıl lazımsa.
Fakir adam Ağanın alanına giti ve bir uçtan çalışmaya başladı. Sürermiş hiç doğrulardan ve dinlenmeden. Sadece akşam üstü oturmuş biraz bir armut ağacının altına, yemiş bir parça ekmek bir soğanla ve devam etmiş çalışmaya. Akşama kadar biçmiş tarlanın yarısını. Güneş baktığında, yorgun işçi doruğulmuş silmiş terini başından ve demiş.
-Bu kadar yeter.
-Ne demek yeter- seslenmiş Ağa o anda gelen bakmak için işçisine nereyekadar ermiş diye.
-Ama güneş batı ve hava kararmaya başladı.
-Güneş batıyor, ama gökyüzüne bak! Zaten kız kardeşi var-ay. O da gidene kadar biçeceksin. Aksi halde un yok.
Ve gerçekten, ay gökyüzüne kırmızı bir elma gibi yuvarlandı ve görünür oldu.
Orakçı belini eyidi ve devam etti çalışmaya. Bütün gece çalıştı, Ağa ise armut ağacının altına yatı güzelce uykusunu aldı. Güneş doğana kadar işçi bütün tarlayı biçti.
-Şimdi sana un vereceğim demiş Ağa. Evine git bir torba getir ve gel su değirmenine. Orada benim unum.
Zavallı adam giti ve bir süre sonra değirmene geldi büyük bir keçi çuvalla.
-Dök unu.!-dedi
Ağa gözlerini parlatı ve bağırdı..
-Neden getirmişsin bu keçi çuvalını? Ne bu böyle?
-Bu büyük ağabeyi torbanın. İşçi cevap verdi.
-Nasıl öyle torbanın büyük ağabeysi mi olur.
-Güneşin bir kız kardeşi olabilirse, neden torbanın ağabeyi olmasın? Zekice cavaplamış işçi.
Ağa köşeye sıkışmış ve unu dökmüş.

7 Nis 2018

Kim ne yaparsa kendisine yapar & Masal dinle


Evden eve gezen ve dilenen bir kör adam hep şöyle dermiş kedi kendine.
-kim ne yaparsa kedisine yapar!
Köyun Ağın eşi sinirlenmiş.
-Adamımdan bahsettiğini biliyorum, ama ikinci kez geçtiğinde göstereceğim ben sana.
Kadın sıvamış kolları ve çörek ekmeyi hamuru karmış. Fırına vermeden önce zehir koymuş hamura.
Öğleden sonra kör adam yine geçmiş kadının evin yanından.
Kadın onu gördüğünde pencereden çağırmış.
-Hey, büyük baba, buraya gel! Ve ona çöreyi vermiş..
-Al demiş kadın -daha sıcacık. Senin için kardım onu, o bilge sözlerinden ötürü. Yaşlı adam teşekkür etmiş, almış çoreyi ve torbasına salmış ve çekilmiş oradan. Çıkmış köyden. Geniş bir yoldan devam etmiş. Akşamın geç saatlerinde yolda karşılamış Ağın oğlunu atıyla. Dağdan iniyormuş.
-Hey, dede - seslenmiş Ağın oğlu atıyla.
-Sen gittiğin gibi dilemeye, torbada ekmek vardır bence.
Ver de biraz iyeyim, çünkü başım dönüyor açlıktan.
-Vereyim oğlum - demiş yaşlı insan ve çıkarmış torbasından çöreyi ve ikiye kırmış yarısını vermiş. Köyden iyi bir kadın onu bana verdi.
Ağın oğlu almış çöreyi ve demiş.
-Bütününü ver bütününü. Sen nasıl olsa dilenirsin, işin o zaten.
Ve bir lokma yemiş çörek ekmeğinden, annesinin elleriyle karşılamış olan ve atını koşmuş. Evine erenekadar ağrılardan kivranmaya başlamış. Evine girmiş ve doğrudan yata yatmış.
-Anne ölüyorum.
Annesi paniklemiş. Ve en sonunda aklına gelmiş zehirlene bilir diye, sormuş oğluna ne yediğini .
-Bir şey yemedim- demiş oğlu, - sadece bir çörek ekmeği yedim. Başka hiç bir şey koymadım ağzıma.
-Kim verdi onu sana?
-Bir dilenci. Yolda karşıladım onu ve istedim ekmek ondan ve o bana çörek ekmeği verdi. Bu kelimeleri duyunca anne acısından bağırmış.
-Anneciğim ne yaptın! Dilenci söylüyordu bana kim ne yaparsa kedisine yapar diye, doğru laf söylüyormuş, iyi söylüyordu ama kim dinlesin ki!
Ve başlamış başını vurmaya yumrukla.


3 Nis 2018

Sokrates´in Üçlü Filtresi & Anlamlı Masal


Bir kez Sokrates'in bir tanıdığı gelmiş ve demiş ki.
- Sana bir şey söylemek istiyorum ,senin bir arkadaşın hakkında ne duyduğumu.
-Bir dakika bekle, diye yanıtladı Socrates. "Bunu bana söylemeden önce, Üçlü Filtremden geçmelisin. Bana arkadaşım hakkında ne söyleyeceğini filtrelemek zorundasın.
-İlk Filtre - Doğru.
-Söyle bana, bunun doğru olduğuna kesinlikle emin misin?
-Hayır dedi konuk, "Ben sadece diğerlerinden duydum.
-Yani, bunun doğru olduğundan emin değilsin.
- Şimdi ikinci filtre - İyi.
-Bana arkadaşım hakkında ne söylemek istiyorsun, iyi bir şey içeriyor mu?"
-Oh, oldukça kötü.
-Yani bana bir şey söyleyeceksin ve doğru olmya bilir ve üsttesine kötu.
- Üçüncü filtre - Yararlılık.
-Söylediklerinden herhangi bir fayda sağlayabilir miyim?
-Aslında hayır, diye cevapladı adam.
-Öyleyse bana söylemek istediğin şey ne doğru, ne iyi, ne de faydalı, ne bilmem gerekiyor? Dedi Bilge adami ve konuyu reddetti.


Bu sonuçtan:
Socrates´in Üçlü Filtresine göre yaşa ve mutlu olacaksınız!