Bundan
yıllar evvel, tarlaların birinde bir eşek varmış ot yer
yaşarmış. Arada bir anırır, tarladakilerin kulaklarını
ağrıtırmış. Ama değmeyin neşesine, öyle neşeli, öyle
kendinden eminmiş ki…
Fakat bir
gün hayatından memnun olmadığına karar vermiş. Anırdığı
zaman tarladaki herkes kulaklarını kapatıyor , o sussun diye önüne
ot koyuyorlarmış. Ne yapmalı da bu sesi düzene sokmalı diye
düşünüp duruyormuş…
O sırada
bir çekirge atlamış önünden, öyle de güzel sesi varmış ki,
bayılmış bizim eşek. O ötmüş, bizimki anırmış. Bakmış
olmuyor, çekirgeye doğru eğilmiş. “ Çekirge kardeş afedersin
“ demiş. Çekirge bakmış ona : “ söyle bakalım ?” demiş.
“ Ben
de sizin gibi ötmek isterim, acaba ne yapmalıyım ? Çekirge
şaşırmış, “Ne bileyim, ben doğduğumdan beri hep böyle
öterim” demiş. “Peki ne yiyip içersiniz ? “ demiş eşek,
belki sizin yediklerinizi, içtiklerinizi alırsam, sesim size benzer
?”
Çekirge
bir hoplamış, iki zıplamış” Biz çiçeklerin üstündeki
çiğlerden yeriz sadece demiş. Yani çiçeklerin üstündeki
sulardan içeriz”
O günden
sonra sadece çiçeklerin üstündeki sulardan içmiş bizim eşek,
kısa bir zaman sonra da açlıktan ölmüş tabiî ki. Herkes
kendine verilen özelliklere göre yaşamalı, onu bunu taklit
ederken kendine zarar vermemeli.
#kisamasal