Bir
varmış bir yokmuş zamanın birinde bir anne köpek varmış. Bu
anne köpek karnının içinde yavrularını taşıyormuş. Anne
köpek, karnındaki yavrularını doğurmak için güzel bir yuva
arıyormuş. Tüm aramalarına rağmen güzel bir yuva bulamamış.
Kara kara düşünürken aniden aklına çok eski arkadaşlarından
birisi gelmiş.
Anne köpeğin
eski arkadaşı hali vakti yerinde, son derece iyi bir kulübesi olan
bir köpekmiş. Aklına gelen eski dostuna gidip demiş ki; “Birkaç
gün de olsa yavrularımı doğurmam için bana kulübeni ödünç
olarak verir misin?”. Eski arkadaşı da “ Tabi ki de veririm.”
demiş. “Arkadaşlar ne güne duruyor, bu zor günlerimizde
birbirimize yardım etmeyip ne yapacağız. Kulübemi sana ödünç
veririm.” demiş. Bunun ardından hemen kendi kulübesini
boşaltarak anne köpeği yerleştirmiş.
Bir zaman
sonra anne köpeğin doğum zamanı gelmiş ve yavrularını
doğurmuş. Kısa bir süre sonra anne köpeğin eski arkadaşı
çıkıp gelmiş. Anne köpek, eski dostuna bir süre daha kalması
için yalvarmaya başlamış: “Lütfen!” demiş.. “Biraz daha
bu kulübede kalmama izin ver. Yavrularım henüz çok küçük,
biraz daha kalıp güçlenip büyüsünler.”. Eski arkadaşı
“Peki” demiş ve anne köpek ve yavrularına biraz daha kalmaları
için süre vermiş.
Olayın
üzerinden uzun bir süre geçmiş. Eski arkadaş “Eh, artık
büyümüşlerdir” deyip kulübenin yolunu tutmuş. Anne köpek,
şoyle demiş: “Kulübe mi? Ne kulübesi? Benim kulübenin senin
olduğundan haberim bile yok. Sen hele bir dur, yavrularımın aklı
kesecek çağdalar. Onları çağırayım, onlara soralım. Onlar
bilirler.”. Yavrularını çağırmış ama yavrular artık yavru
sayılmazmış. Büyük mü büyük, kocaman, göz kamaştıran
köpekler oluvermişler. Anne köpeğin eski dostuna hırlayarak güç
gösterisinde bulunmuşlar. Eski dost, bakmış iş işten geçmiş,
oradan ayrılmaya karar vermiş. Üzgün ve mutsuz bir şekilde kendi
evi olan kulübeden zorbalıkla kovulmasının burukluğuyla
ayrılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder